3 Aralık 2012 Pazartesi

İş Başı...




Okulumu bitireli iki sene olmasına rağmen henüz daha işe girememiştim. İlk sene "amaaan kaç sene okula git gel git gel bu sene tatil olsun" diye düşündüğüm için iş bile aramadım. İkinci sene ise seçici davrandığım için gönlüme göre işe ancak geçen hafta girebildim :) 26 Kasım da yani bugün tam 1 hafta oldu :) 

Aslında burçlara pek inanmam ama işin ilginç yanı bu ayın burcu olan Akrep burcuna sahibim bende ve bu ay içinde işe sahip olacağımı okumuştum bir yorumda ilginç neyse :)  

Özel bir hastanede çalışıyorum , işimi seviyorum , yeni tanıştığım çalışma arkadaşlarımı da sevdim baya. Tek derdim sevgilimi eskisi kadar çok göremiyorum :((( Haftaiçi akşam 6 da çıkıyorum , cumartesi günleri ise yarım gün... 

İlk haftam iş açısından değil ama benim sabah 6 da kalkmaya alışmam açısından biraz zor geçti. Sabah erkenden kalktığım için eve gelince yemekten sonra hemen uykum gelmişti hergün. Hayatım boyunca böyle olcak diye korktum aslında daha ilk haftadan ama şimdi bu akşam bir uzun geldi sormayın. Bitmiyor akşam bitmiyor neyse uyku düzenim oturdu sonunda sanırım :)

İşte tüm bu saydığım sebeplerden dolayı blogumla ve facebook sayfamla neredeyse hiç ilgilenemedim. Lütfen kusura bakmayın :)

Geçen bir haftamın özeti bu :)  Yeni işim bana hayırlı olsun , sayfamda beni yalnız bırakmayın , yorumlarınızı okudukça seviniyorum :)

İş arayıp bulamayanların en kısa zamanda bulmalarını dilerim, aşk arayanlarında :)

İyi geceler...



24 Kasım 2012 Cumartesi

Sevdiğin İçin Takım Değiştirir misin ?




Bugün sizlere bir soru sormak istiyorum :) Sevdiğiniz kişi için tuttuğunuz takımı değiştirirmisiniz ?

Ben değiştirdim , asla yapmam dedim 5 sene direndim , imkansız dedim olmaz dedim ama yaptım... Hemde Fenerbahçeden Galatasaraya geçtim. Nasıl mı oldu ? Şöyle anlatayım ;

Sevgilimin bütüüüün sülalesi Galatasaraylı , hatta aileye sonradan katılan enişteler yengeler falanda dahil. Hal böyle olunca , Fenerli gelin aileye şok etkisi yarattı :) Sevgilim sürekli bak bizim ailede Fenerli yok , derbi olur beraber izleriz öyle gollerde sevinmek yok babam kızar amcam kızar falan diye diye bunu bilinçaltıma işledi yavaş yavaş. Bende aman canım tamam içimde yaşarım sevincimi diyordum o zamanlar. Bir keresinde sevgilim ve kayınpederime çay koyduğumda , çay tabaklarını özellikle birisine sarı birisine lacivert denk getirmiştim. Sonra çayı onlara verince , aaa sarı lacivert olmuş hay allah falan diye güldüm ama herkes gerçekten denk geldi sanmıştı ama sevgilime sonradan bilerek yaptım demiştim gülmüştük falan. :)

Benim bu Fenerbahçeliliğim geçicek gibi değildi , kim sorsa hayır diyip dururdum. Benim ailemde herkes Fenerbahçeli olmasada genede çoğunluk öyledir tabi. Övünmek gibi olmasın ama maçları izler futboldan da erkekler kadar olmasada çoğu kızdan daha çok anlarım , ofsaytı bilirim mesela :) Hatta Fenerbahçenin Galatasarayı 6-0 yendiği 6 Kasımdır doğum günüm. Bir Fenerli olarak , şanslı olduğuma inanırdım hep...

Neyse gel zaman git zaman , Galatasaray şampiyon oldu bu sene... Sevgilim başladı gel bak Galatasarylı ooool ol demelere gene. Hal böyleyken , ablamın eşi hakemdir. Ablam dediğim görümcem olur bu arada ama ablam işte :)  Ablamın eşinin yönettiği Galatasaray - Lazio maçına gittik , sevgilim ben ve ablam. Tabi Galatasaray tribününde oturuyoruz doğal olarak. Bende Galatasaray gol atınca bağırdım , kaçırınca üzüldüm ortama ayak uydurdum ama sevgilim benim ona katıldığımı görünce o kadar mutlu oldu ki , onun gözlerinde o mutluluk hiçbirşeye değişilmezdi :)

Sonra düşündüm , sonuçta Fenerbahçe maç kazanınca yada şampiyon olunca bana ne kazanç sağlıyo , hiçbirşey. Sadece kendim mutlu oluyorum. Ama ben Galatasaraylı olduğumda , hem sevgilimden bonus , hem sevgilimin ailesinden bonus topluyorum :)

Şimdi sıra gelmişti bu olayı kendi aileme açıklamaya :)  Önce laf arasında söylemelere başladım , ay Galatasaraylı olayım bari bu sene şampiyon oldu hem , ayyy sevgilimde çok ısrar ediyor ya olayım ya hahaha falan tarzında şakayla karışık ince ince dokundurmaya başladım. Ardından bir gün direk açıkla söylediğimde babamın tepkisi ise şu oldu. Fener bu sene kötü zaten , Galatasaraya geç mutlu ol :) Bu söz karşısında ben şok annem daha şok. Olur mu öyle şey sende neden öyle diyosun şimdi diye çıkışmaya başladı babama , sorsan bir anda benden daha çok Fenerli oldu :) 

Sevgilimle aynı maçlara sevinmek , aynı maçlara üzülmek , aynı maçları aynı hislerle izlemek gibisi yokmuş... Onun bu durumdan ne kadar mutlu olduğunu adım gibi biliyorum , çünkü öncesinde Galatasaraylı olmam için neler teklif etmişti neler :)

Kimilerine yanlış gelebilir , döneklik denebilir ama benimki sadece aşk... Sevgilim mutlu olsun gerisi önemli değil ki. Dediğim gibi Fenerbahçe kazandığında ben seviyorum tamam ee sonra noluyo ertesi gün hayat bana aynı. Ama Galatasaraylı olduğumadan beri , sevgilimin gözündeki mutluluk bana sadece bir günlük sevinç vermiyor :)

Senelerdir her gördüğünde beni dürtüp duran sevgilime sıradaki hediyem çiftlerin giydiği , arkasında birisinin 19 birisinin 05 yazan Galatasaray formalarından almak olabilir mesela beraber gezeriz :)


Yorumlarınızı bekliyorum ,      peki ya siz sevdiğiniz için takım değiştirir misiniz ? Yada değiştirdiniz mi ?











23 Kasım 2012 Cuma

Hediyeleşme Etkinliği Vol1


Çoğu blogger arkadaşımın arasında düzenlediği hediyeleşme etkinliklerinden birine bende katıldım :) Geçen sene yani 2012 ye girerken , kadınlarkulübü sitesindeki arkadaşlarımla katılmıştım bir etkinliğe ve gerçekten çok mutlu bir dönüş yaşamıştım. Umarım bu senede mutlu bir etkinlik yaşarım :)  Bu etkinliği Zeynep arkadaşımız düzenliyor , sizlerdende katılmak isteyen olursa buraya tıktık.



Veeee SILA !

              İki konser haberini ard arda veriyorum böyle denk geldi :)  Hemşerim Sılanın çok büyük bir hayranıyım ,ne zamandır konser vermeye gelsede gitsem diye bekliyorum büyük bir heycanla , geçen sene fuara gelmişti ama hava yağmurlu olduğu için gidemedim , bu sene ise gelmedi maalsef fuara ,ne zaman gelir ne zaman gelir die bekleyip dururdum ,twitter dan yazardım ve büyük günü sonunda keşf ettim ,1 ARALIK !



Bayraklıda ki İZMİR ARENA'ya geliyor Sıla , bilet fiyatları ise 45 ve 70 olarak iki kategori , ben biletimizi konseri öğrendiğim anda internetten aldım bile ... Eee başka kimler gidiyor ? Şimdiden iyi eğlenceler :)

Yeni albümü Vaveylanın çıkış şarkısı İmkansız , mükemmel...



17 Kasım 2012 Cumartesi

Sting Geliyor !


             Madonna , Jennifer Lopez derken , şimdi sıra geldi bir diğer dünya starına... STING !

             2012 Sonbahar turnesinde Sting, en sevdiğimiz şarkılarını bizler için söylemeye geliyor 26 Kasımda Ataköy Atletizm Arena'da...






Bilet fiyatları ise şöyle ;



                               VIP Lounge : 450 TL
                               1. Kategori : 380 TL (Sahne Önü ayakta)
                               2. Kategori : 200 TL (Tribün)


         Maalesef İstanbulda yaşamıyorum , yol otel fiyatları ile birleşince bilet fiyatları beni biraz aştığı için gitmem mümkün değil, artık gidenler gitmeyenlere anlatır , şimdiden herkese iyi eğlenceler...













Oriflame Alışverişim :)







           Oriflame satış danışmanı olduğumdan , fiyatların bana biraz uygun gelmesinden dolayı her ay birşeyler alma gereksinimi duyuyorum içgüdüsel olarak  :)  Mağzalarda dolaşırken peşime muhakkak birilerinin takılmasından nefret ediyorum , hiç rahat hissetmiyorum kendimi , yanıma gelip birşeyler demeseler bile uzaktan izlendiğim hissine kapıldığımda da tadım kaçıyor. O yüzden bu şekilde katalogdan seçip , bazen araştırıp bazen günlerce düşünüp , istediğim zaman internetten siparişimi vermek ve ayağıma kadar kargo ile gelmesini çok seviyorum :)  

            İşte bu ay aldıklarım... Annem bunları kim aldı falan dedi ilk görünce yani satış yaptığımı düşündü ama ne yazık ki hepsi benim anneciğim :)



               İşte bu kadarcıııık , toplam fiyatı bana 150 civarında geldi ama kayıtlı kullancı olmayanlara 200 e patlardı sanırım, ben şimdi ürünleri tek tek anlatayım sizlere, bundan sonra yazdığım fiyatlar normal satış fiyatıdır bu arada :)


London bayan parfümü , ben kokusunu beğendim gerçekten hoşuma gitti , baharatlı falan değil tam benlik fresh bir koku , tek kötü tarafaı 30 ML. Fiyatı 15,90 TL

I.D. Beats erkek deosu , bunu sevgilime almıştım ama maalesef kendim hiç beğenmedim , bakalım sevgilim beğencek mi ? Çok yoğun bir kokusu vardı , çözemedim bile ne kokusu olduğunu ama hiç hoşlanmadığım gerçek, 150 ML. Fiyatı 16,90 TL

Ve bayıldığım bir koku, Oriflamein bu katalog döneminde satışa sunduğu More by Demi serisinin deosu.  Çok beğendim gerçekten , tam bir deoya yakışır şekilde hafif bir koku , bakalım parfümü indirime girerse daha sonra parfümünüde alırım , 75 ML. Fiyatı 10,90 TL


Gelelim kişisel bakım ürünlerine , soldaki sabun Sılk Beauty serisinden. Bu serinin kremini duş jelini roll-on unu falan hep kullandım kokuları müthiş güzel. Sabunuda tahmin ettiğim gibi çok hoşuma gitti. Fiyatı 2,5 TL

Milk&Honey GOLD serisinden temizleme sütü ise facebook sayfamda yaptığım yarışmada hediye çeki kazanan arkadaş için geldi bakalım o beğenicek mi :) Fiyatı 9,90 TL


Soldaki tırnak beyazlatıcı oje , bakalım henüz kullanmadım işe yarayacak mı göriciiiz :) Fiyatı 9,90 TL

Sağdaki ise pembiş ojecim , Neo Chic serisinden bir oje , zaten 2 rengi var oda yeşildi , bi sürü yeşil tonu ojem olduğu için ben bunu tercih ettim , şişesi ve rengi çok cici görünüyor... Fiyatı 8,90 TL



Allıklarım ve toz pudram. Bu allıklar seride 3 renk , ve ben bittikçe üçünüde alıyorum gerçekten severek kullandığım dokusu güzel ve fiyatı da uygun olan allıklardan sadece 12,90 TL

Toz pudra ise ilk defa satın aldım , nasıl kullanıcam inanın bilmiyorum , daha güzel bir pudra fırçam bile yok :( Bakalım inş beğenirim kendisini , daha önce gene Oriflameden satın aldığım Studio Artist serisinin normal pudrasını kullanıyordum ve memnundum , bunu ise Oriflamein altın fırsatlar kataloğundan fiyatı uygun diye aldım. Fiyatı 5,90 TL :)


Veee asıl olay... Aaa rujların hepsi aynı renk demeyin hemen çünkü değiller :) Genelde günlük bu tonlarda rujlar kullandığım için , fiyatlarını uygun gördükçe alıyorum elimde değil kendimi tutamıyorum ... Soldaki 3 ruj çok yoğun renk vermiyor , vermesi için 3 4 kat sürülmesi gerekiyor ama olsun tanesi Fiyatı 5,90 TL.

3 katmanlı olan diğer iki rujun bir tanesini daha yeni bitirmiştim severek kullanıyorum o yüzden yeniden satın aldım diğeri ise başka tonu , hem mat hem simli hem de parlatıcı olarak 3 katı var kendi içinde bunları da çok beğendim Fiyatı  10,90 TL

Sağdaki Kajal Eyeliner lar hakkında öncelikle şunu söylemek istiyorum , değişik bir takıntım var , göz makyajı konusunda bir serinin tüm ürünlerine tüm renklerine sahip olmak istiyorum elimde değil :) O yüzden bu Kajal serisinin daha önce yeşilini almıştım , şimdi ise mavi ve grisini aldım severek kullanıyorum bunları da. yumuşak uçlu kullanımı rahat eyelinerlar. Fiyatları konusuna gelince bunları alabilmek için bu ay 100 puanlık vermek gerekiyordu , 100 puanlık sipariş verdim ve tanesi Fiyatı 3,90TL

Önde gördüğünüz göz kalemleri ise , az önce söylediğim gibi , "serinin tüm renkleri" takıntımın eseri , daha önce 2 farklı kalemini almıştım şimdi kalan 3 rengi de aldım muradıma erdim. Ayrıca çift renkli oldukları için 10 renkli kalemim oldu daha ne olsun :) Daha öncekiler yumuşak uçlu kullanımı kolay ve  yoğun renkli kalemlerdi sevmiştim , bunları daha kullanmadım ama aynıdırlar diye düşünüyorum. Fiyatı 8,90 TL

Ve son ürünüm maskaram , günlük olarak kullanımı güzel bir maskara. Bu maskarayıda sadece ucuz diye aldım aslında. Az önce bahsettiğim 100 puanlık siparişe Fiyatı 3,90 TL


***********************

Tüm bu siparişim toplam 125 puanı geçtiği için , önümüzdeki ay işte bu çantayı 9,90 TL ye almaya hak kazandım bu da cabası :)



İşte bu ay aldıklarım bu kadarCIK , bakalım önümüzdeki ay Oriflame kutumdan neler çıkıcak :)
Bu arada bu ay Oriflame e üye olmak sadece 1 lira , isteyen olursa irtibata geçebilir. Kendi kullandığı ürünleri indirimle sahip olabilir. Herkeslere iyi günler öptümmm...

16 Kasım 2012 Cuma

Doğum Günü Kutlamaca


             6 Kasım benim doğum günümdü , 11 gün geçti üzerinden ama bende bu doğum günü hevesi kasım ayı boyunca sürer hep...
         
             Ve aklıma şöyle birşeycik geldi , acaba kasım ayında doğan blogger arkadaşlarımla bir hediyeleşme etkinliğimi yapsak ?

            Katılmak isteyen en az 10 arkadaşımın olması durumunda etkinliği gerçekleştirmeyi düşünüyorum , kimler benimle :)

            Bu arada hepimizin doğum günü kutlu olsun ! :)








15 Kasım 2012 Perşembe

Evim Sensin






                                   

        Film daha çıkmadan o kadar konuşulmaya başlandı ki , bende heyecanla ve büyük beklentilerle beklemeye başladım doğrusu... Film vizyona girdikten 2 gün sonra sevgilimi de takıp koluma gittim sinemaya. Yalnız şunu fark ettik ki , 5 yıllık ilişkimizde biz hiç gece sinemaya gitmemişiz neyse buda bizim için bir ilk oldu :)
   
       Sevgilim Türk dizileri ve filmlerini pek beğenmez o yüzden ben demeden hiçbirini de izlemez , izlerken de sürekli bir hatalarını bulur bana söyler , ben o ana kadar dikkat etmemişsem eğer o söyledikten sonra bi soğurum falan ...

       Bu durum filmin bir kısmında da öyle oldu , filmi izleyenler bilir örneğin filmin başlarında Leyla ve İskenderin inşaatta karşılaşcakları yerde , İskenderin Rambo gibi yürümesi ve orasının ağır çekim olması bize baya komik geldi açıkçası , "ne alaka şimdi yaaa" falan dedik. Leylanın ise 15 yaşına gibi davranışları , kedi miyavlamaları gibi gülüşleri konuşmaları başlarda şeker olsada daha sonra o kadar itici geldi ki , acaba rol değil mi ya bu kadarı da rol olmaz bence doğal hali bu falan demeye başladım... Sonra tabi ki geçen sene vizyona giren Mert Fırat'ın başrolünde oynadığı Beni Unutma filmi geldi aklımıza ve filmden iyice koptuk , çünkü o filmde de genç yaşta hafıza problemi yaşamıştı Mert Fıratın eşi , yani bu film ile neredeyse aynı. Hatta iki filmde de bayanlar hafızalarını kaybedince eski sevgililerine dönüyorlardı. Özcan Deniz bu filmin Güney Kore filminden uyarlama olduğunu söylemiş ama bence Beni Unutma filminden uyarlama ya neyse... 

      Efendim film hakkında bu kadar kötü eleştirme yeter ben şimdi kendi duygularımı anlatmaya başlıyım. Çok ağlak zırlak bi insan olduğum için sokakta kışın terlikli bir çocuk görsem bile ağlıyorum o yüzden bu filmin yarısından sonra heeeep ağladım. Film çok mu duygusaldı ? Çok mu mükemmel oynadılar da gerçek gibi geldi ? Vs vs.. Cevap hiç biri , ben sadece ağlayan birisi görünce ağlayan birisiyim ayrıca ölümün ayırdığı aşıkları , sevgilinizin koynunda izlerken ister istemez kendinizi düşünüyorsunuz ve bu yüzden ağlıyorsunuz bu kadar basit...  Ben o filmi kankacıklarımla izlemiş olsam gülerek çıkardım eminim.


       
       İlk başlarda evlendikleri sahnelerde kendi düğünümüzü hayal etmekten , sonra evlerindeki romantik anlarında , bizimde böyle şeyler yaşayacağımızı hayal etmekten , ardından da ölüm onları ayırınca bizimde birgün bu şekilde ayrılcağımız gerçeğiyle yüzleşmekten ağlayıp durdum kısacası.

      Bu filme puanım 6 dır canlarım. Berbat değil daha berbat bi sürü film izledim :) Ama bence en iyisi alın sevdiğinizi yanınıza elinize kahvelerinizi ve kucağınıza battaniyenizi açın evde izleyin bu filmi sıcacık sıcacık :)  İyi seyirler...      Fahriye Evcenin kendi sesiyle söylediği şarkılar beni gerçekten duygulandırdı bu arada :)











11 Kasım 2012 Pazar

Kuşburnu Çayı




        Şuanda kuşburnu çayı içiyorum ve bu çaya bayılıyorum. Yaz kış dinlemeden elimden düşürmediğim bir çaydır kendileri. Kışa girdiğimiz bu günlerde bende merak ettim ve araştırdım acaba yararları nedir diye. İşte bulduklarım :)

        "Kuşburnu çayı her derde deva oluyor. Kuşburnunun içinde B1, B2, K, P vitaminleri , protein , mineraller , potasyum , sodyum , kalsiyum , magnezyum , fosfor ve meyve asitleri vardır. Enfeksiyonlara ve soğuk algınlığına karşı vücudun savunma sistemini güçlendirir.Kronik yorgunluğa karşı da kullanılır. Safra kesesi , böbrek ve mesane rahatsızlıklarında rahatlamayı sağlar. Yara iyileştirici ve kan temizleyici özelliği vardır. Enerji ve büyüme kapasitesi üzerinde olumlu etki gösterir. Vücudu yaşlanmanın , sigara ve alkolün etkilerinden korur. Aynı zamanda tansiyonu düzenler."


      Bunca yararı varken bence elinizden düşürmeyin derim :)  Herkese hastalıksız kışlar dilerim...

Bu arada sağ üstte gördüğünüz gibi kuşburnundan reçel yapıldığı aklınızda olsun.



      

10 Kasım 2012 Cumartesi

Kış Geldi Ojemiz Nasıl Olsun ?




                     Yaz bitti , sonbahar pek gelemedi günlük güneşlik havalar geçirdik derken kış birden geliyor gibi hissediyorum , en azından benim yaşadığım yerde öyle :) Baharda giyerim diye aldıklarımı giyemememkten çok mutsuzum işte bu yüzden. :( Peki ya bu kışın modası ne ? Ne renk ojeler süreceğiz , etekleri şortları rafa mı kaldırmalı yoksa opak çoraplarla mı kombinlesek , kabanlar kaşeler trençkotların hangileri moda , yada vintage mı takılsak...

                    Öncelikle oje konusuna değinelim diğer konularıda daha sonra ele alacağım, bu sezon düz oje severler için bordo ve özellikle mor moda , ama çiçekli böcekli farklı tarzlar sevenlere ise ojenizin üzerine yapacağınız puantiyeler kesinlikle size çok modern bir hava katacaktır !








                  Bildiğiniz gibi bu sene "bıyık" modası var. Erkekler gerçekten bıyık bırakarak bu modayı takip ediyor , bizler ise aksesuar olarak tabi ki :)  Bu modayı tırnaklarınıza taşımak isterseniz buyrun bunu deneyin...





                                 Pas rengi , içinde bakırlık taşıyan kahverengi ojeler ve metalik renkler de bu sezon öne çıkıyor















Aslında bu sene yazı yaşamaya devam ediyoruz tırnaklarda , genelde kış geldiğinde koyu renkler kullanılır sıradan yada sade tırnaklarla gezerdik ancak bu sezon bu önerilerin yanında yeşiller maviler pembeler sarılarda kullanılmaya devam edicek benden söylemesi :)














                       

28 Ekim 2012 Pazar

Saatler neden ileri geri alınır ?









Birinci Dünya Savaşı süresince birçok ülke saatlerini yılın belli aylarında
yeniden ayarlamaya başladı. Bunun amacı günün aydınlık saatlerini, insanların 
uyanık oldukları zamana uydurmak, dolayısıyla evlerde ve sokaklarda yanan 
lambalar için gerekli enerjiden tasarruf sağlamaktı. 
Bugün de aynı uygulamaya devam edilmekte, Nisan ayının ilk pazar gününde 
saatler bir saat ileri, Ekim ayının son pazar gününde ise bir saat geri 
alınmaktadır. Diğer bir deyişle ilkbaharda size kaybettirilen bir saat, 
sonbaharda geri verilmektedir. 
ABD'de kış aylarında standart zaman, yazları ise gün ışığından tasarruf zamanı 
uygulaması kongre kararı olarak kabul edilmiş olmasına rağmen bazı eyaletler 
bu uygulamayı reddetmiştir. Bu eyaletlerde halen yaz-kış standart zaman 
uygulaması devam etmektedir. 

              Yaz günlerinde gün ışığı, yani aydınlık saatler çok daha uzun olmasına rağmen 

hala tasarruf için saatlerin niçin bir saat ileriye alındığı çoğunlukla anlaşılmaz. 
Bunun en kısa açıklaması 'gece zamanını da gündüze katmaktır' ama bizler 
zaten karanlık olan saat 24:00'de değil de 23:00'de yatmamızın ülkemize ne 
kazandıracağını genellikle anlayamayız. 
Saatleri ileri almanın kış mevsimi ile alakası yoktur. Kış aylarında standart 
zaman uygulanır. Ancak yaz günlerinde çok uzun aydınlık geçen bir zaman 
süresi vardır. Amaç bu sürenin başlangıcını ileri kaydırarak, akşam olma 
süresini bir saat uzatmaktır. 
Yaz günleri hava çok erken aydınlanır. Eğer çiftçi değilseniz saat 05:00'de 
uyanmanıza gerek yoktur. Ancak gün ışığından tasarrufa gerek duymayarak 
saatlerimizi ileri almasaydık, bakın ne olurdu? 
Dünyada güneşin 21 Haziranda 04:43'de doğduğu bir yer seçelim. Siz burada 
yaşıyorsunuz ve saat sekizde işte olmak için saat altıyı çeyrek geçe yataktan 
kalkmak zorundasınız. Bu seçtiğimiz yerde güneş ufukla 6 derece açı yaptığında, 
standart saat ile saat 05:11 civarlarında etraf tamamen aydınlanır. Bu durumda 
ileri alınmış saatler 06:15'I gösterir yani gerçekte siz işe bir saat erken gitmiş 
olursunuz ama ışığı yakmadan saate bakar, tıraş olup kahvaltı yapabilirsiniz. 
Akşamları ise, her zaman 24:00'de yatmaya vücudunu alıştırmış bir insan, bir 
saat önce yatmak zorunda kalmış olur ama hava kararınca gece evde ve sokakta 
lambaların yanma süresi bir saat kısalmış olur. 
Gün ışığından tasarrufun sanayinin kullandığı elektrikle alakası yoktur. Onlar 
gece de, gündüz de olsa zaten aynı elektrik enerjisini harcarlar. 


Alıntıdır.



27 Ekim 2012 Cumartesi

Beyaz Göz Kalemi

            Son ayların modası beyaz göz kalemi...
Eskiden pek tercih edilmezdi ama son zamanlar baya moda :) Hem gözü büyük gösterdiği için , küçük gözlülerin baya tercihi , hemde gerçekten insana baya modern ve bakımlı bir hava katıyor.

İşte size bir kaç örnek ;
















 Ben oriflameinkini kullanıyorum. İşte bu kalemle yapılmış bir uygulama ve kalem











Peki ya sizin tercihiniz hangi marka beyaz göz kalemi ? 

24 Ekim 2012 Çarşamba

Çekilişim var , yaptım oldu !


Bayram geldi bayram geldiiiiii

Bugün facebook sayfamda bahsettiğim çekilişimiz bugün itibariyle başlıyor !

Öncelikle hediyemizi gösteriyim işte buyrun :)






Arzum Kahve Makinası

Bende internette bir yarışmadan kazanmıştım , ama ihtiyacım olmadığı için yarışma yapıp ihtiyacı olan birisine gitsin istedim :)

Çekiliş kurallarımız ise şöyle ;

Blogumun izleyicisi olmanız ZORUNLU +1 çekiliş
Facebook sayfamı beğenmek ve sayfamdaki yarışma duyurusunu paylaşmak +1 çekiliş
Twitter da beni takip etmek ve twitterımdaki yarışma duyurusunu rt lemek +1 çekiliş
Blogda paylaşmak +1 çekiliş
Blogumu blogroolunuza eklemek +2 çekiliş

Bunların hepsini yaptığınıza dair mesajları lütfen bu yazının altına paylaşın , facebook yada twitter dan yazılanlar kabul olmayacaktır.
Çekilişimizin gerçeklemesi için 200 katılımcı şartı vardır , belirlenen tarihler arasında bu şart yerine gelemzse , çekiliş süresi uzatılacaktır.

Şimdiden herkese bol şansssss...
 
     Başlangıç 24 Ekim 
Bitiş 200 katılımcı olduğu an :)

21 Ekim 2012 Pazar

Zaytung Haberleri

      Bilenler biler , www.zaytung.com  "Dürüst , tarafsız , ahlaksız haber" sloganıyla sanal alemin sanal bir haber sitesi. Yani haberlerin gerçekmiş gibi anlatıldığı vurgulandığı ama gerçek olmayan haberlerin buluştuğu site. Sık sık takip ediyorum ve çok eğleniyorum. Sizlerinde takip etmesini öneririm :)
      Şimdi ise sizlerle çok güldüğüm bazı haberleri paylaşmak istiyorum , habelerin detayları için tıklayabilirsiniz , dilerim hoş vakit geçiririsiniz iyi okumalar :)





42 Yıllık Devlet Memuru Tevfik Çeperli: “Hayatta en büyük şansım, benim için bir tutku olan memuriyetten aynı zamanda para kazanıyor olmam”



Sevgilisi ile Bir Haftadır Kavgalı Olan Burak Tarım, En Azından Mevzunun Ne Olduğunu Öğrenebilmek İçin Yoğun Çaba Sarfediyor




Milletvekili Olmak İçin Evden Kaçan E.G (18), Ankara Pavyonlarına Düştü






Veee Zaytung Dergileri asıl en eğlencelileri :)










Bu satırlar sürer gider ve ben sayfalarcasını paylaşırım , en iyisi siz devamını sitelerinden takip edin :))







17 Ekim 2012 Çarşamba

Yarışma Yaptım , Kazandılar

       Dün akşam facebook sayfamın ilk yarışmasını yaptım ve tam 5 kişi hediyelerini kazandı , peki hediyelerim neydi ve şanslı kişiler kimlerdi ?

       İşte hediyelerim ;

Ürün detayları ve özellikleri için altlarındaki linklere tıklayabilirsiniz.

Birinciye



http://tr.oriflame.com/products/product-detail.jhtml?prodCode=24177

İkinciye



http://tr.oriflame.com/products/product-detail.jhtml?prodCode=24064

Üçüncüye



http://tr.oriflame.com/products/product-detail.jhtml?prodCode=13966

Dördüncüye



http://tr.oriflame.com/products/product-detail.jhtml?prodCode=18491

Beşinciye



http://tr.oriflame.com/products/product-detail.jhtml?prodCode=20393


Kazanan şanslı arkadaşlar ise ;

1.Nurcan Uyaver
2.Sny Gzz
3.Özlem Elmacıgil
4.Burcu Cinar
5.Oktar Ayca

Yeni yarışmalarda görüşmek üzere hoşçakalın :)

15 Ekim 2012 Pazartesi

Yüksek Yüksek Tepelere...

      Her genç kızın hayalidir sevdiği adamla evlenmek , en güzel şekilde evlenmek , herşeyin dört dörtlük olması , tüm arzularını gerçekleştirebilmek. Bu hayallerden bir tanesi de kına gecesi. Kimileri eski bir adet gibi görüp önemseme yada hiç yapmasada , genede bazıları hala kına gecelerini seviyor istiyor ve yapıyor.
      Eski adetlerin modernize edilmiş halleriyle birlikte ortaya gerçekten çok güzel anılar çıkıyor. Bunlara birde tüketim çılgınlığının etkisiyle birsürü yeni şeyler eklenmiş olsada hepsi birbirinden güzel ve hoş...
     

      İşte bazıları ;

Kına pastası 

      Fotoğraftaki pasta biraz küçük , evde yapılan kına geceleri için aslında ideal ama salonlarda yapılan kına geceleri için bunun büyüğü yada katlısı çok güzel olabilir.



Kına gülleri

     Hem gelin hanım hemde davetliler için kınalarını yaktıktan sonra bulaşmaması için gerçekten çok güzel gözüken güller. Valla bunlar kimin aklına geldiyse çok iyi olmuş ben bayılıyorum.



Taçlar

Bunların beyazlarını da görmüşsünüzdür. Bu taçlarda son zamanlarda çıkan ve gerçekten çok tatlı gözüken aksesuarlardan. Bunlar konusunda aklımda herzaman iki çelişki olmuştur. Gelin beyaz giyer o yüzden beyaz taç sadece gelinde olmalı arkadaşlarında kırmızı olmalı. Diğer seçenek ise ama gelin kınada kırmızı giyer , o zaman arkadaşlarında beyaz taç gelinde kırmızı taç olsun. Valla bunu düşün düşün orta yol bulamadım , gittiğim kına gecelerinde ise buna dikkat eden görmedim ya herkesin kırmızıydı yada beyaz. Bakalım ben kendi kına gecemde ne yapacağım burdan haber veririm :)



Ve kına hediyeleri , davetiyeleri . 
Kına gecenizi hatırlatacak ufak bir anı bence çok hoş olacaktır. Bunları nikah şekeri ve davetiyenize uygunda seçebilirsiniz , yada sadece kına konseptinize uygun olabilir. Mesela ;

Ufak şişelerde duş jelleri , özellikle gelin hamamı yapmak isteyenlere uygun.



İçine kına , çerez yada herhangi başka birşey koyabilceğiniz kutular kişiye özel yapılabiliyor.


Ucunda minik şişe olan kolyeler güzel bir hatıra olabilir bence , hemde bir kenara atılmaz yıllarca kullanılabilir.


Kına kolonyaları ile içinde farklı kolonyalar olan minik şişeler bence tüm davetlilerin çok beğeneceği bir hediye olabilir.




      Benim şuanda sizlerle paylaşmak istediklerim bunlar. İnternette biraz araştırma yaparak daha birçok çeşit farklı fikirlere ulaşmak mümkün benimki sadece konuya giriş yapmak oldu , konumu okuyup birilerine fikir verebildiysem ne mutlu bana :)









Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...