15 Kasım 2012 Perşembe

Evim Sensin






                                   

        Film daha çıkmadan o kadar konuşulmaya başlandı ki , bende heyecanla ve büyük beklentilerle beklemeye başladım doğrusu... Film vizyona girdikten 2 gün sonra sevgilimi de takıp koluma gittim sinemaya. Yalnız şunu fark ettik ki , 5 yıllık ilişkimizde biz hiç gece sinemaya gitmemişiz neyse buda bizim için bir ilk oldu :)
   
       Sevgilim Türk dizileri ve filmlerini pek beğenmez o yüzden ben demeden hiçbirini de izlemez , izlerken de sürekli bir hatalarını bulur bana söyler , ben o ana kadar dikkat etmemişsem eğer o söyledikten sonra bi soğurum falan ...

       Bu durum filmin bir kısmında da öyle oldu , filmi izleyenler bilir örneğin filmin başlarında Leyla ve İskenderin inşaatta karşılaşcakları yerde , İskenderin Rambo gibi yürümesi ve orasının ağır çekim olması bize baya komik geldi açıkçası , "ne alaka şimdi yaaa" falan dedik. Leylanın ise 15 yaşına gibi davranışları , kedi miyavlamaları gibi gülüşleri konuşmaları başlarda şeker olsada daha sonra o kadar itici geldi ki , acaba rol değil mi ya bu kadarı da rol olmaz bence doğal hali bu falan demeye başladım... Sonra tabi ki geçen sene vizyona giren Mert Fırat'ın başrolünde oynadığı Beni Unutma filmi geldi aklımıza ve filmden iyice koptuk , çünkü o filmde de genç yaşta hafıza problemi yaşamıştı Mert Fıratın eşi , yani bu film ile neredeyse aynı. Hatta iki filmde de bayanlar hafızalarını kaybedince eski sevgililerine dönüyorlardı. Özcan Deniz bu filmin Güney Kore filminden uyarlama olduğunu söylemiş ama bence Beni Unutma filminden uyarlama ya neyse... 

      Efendim film hakkında bu kadar kötü eleştirme yeter ben şimdi kendi duygularımı anlatmaya başlıyım. Çok ağlak zırlak bi insan olduğum için sokakta kışın terlikli bir çocuk görsem bile ağlıyorum o yüzden bu filmin yarısından sonra heeeep ağladım. Film çok mu duygusaldı ? Çok mu mükemmel oynadılar da gerçek gibi geldi ? Vs vs.. Cevap hiç biri , ben sadece ağlayan birisi görünce ağlayan birisiyim ayrıca ölümün ayırdığı aşıkları , sevgilinizin koynunda izlerken ister istemez kendinizi düşünüyorsunuz ve bu yüzden ağlıyorsunuz bu kadar basit...  Ben o filmi kankacıklarımla izlemiş olsam gülerek çıkardım eminim.


       
       İlk başlarda evlendikleri sahnelerde kendi düğünümüzü hayal etmekten , sonra evlerindeki romantik anlarında , bizimde böyle şeyler yaşayacağımızı hayal etmekten , ardından da ölüm onları ayırınca bizimde birgün bu şekilde ayrılcağımız gerçeğiyle yüzleşmekten ağlayıp durdum kısacası.

      Bu filme puanım 6 dır canlarım. Berbat değil daha berbat bi sürü film izledim :) Ama bence en iyisi alın sevdiğinizi yanınıza elinize kahvelerinizi ve kucağınıza battaniyenizi açın evde izleyin bu filmi sıcacık sıcacık :)  İyi seyirler...      Fahriye Evcenin kendi sesiyle söylediği şarkılar beni gerçekten duygulandırdı bu arada :)











2 yorum:

  1. Şu sıralar herkesin gidip izlediği bir film oldu bu... Ama sanıyorum ben senin dediğin gibi evde DVD keyfi yapana kadar bekleyeceğim. Paylaşımın için teşekkürler...
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten eminimki herkes gidiyor diye gidiliyor , en azından ben öyle gittim. Yani neymiş bu film bu kadar övülüyor diyip merak ettim ama sonuç hüsran :)
      Yorumun için teşekkürler...

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...